14 Temmuz 2013 Pazar

Posted by AYSEGUL On 07:25

SHANNON-WEAVER MODELİ

 

   Claude Shannon ve Warner Weaver Bell Telefon Şirketi Labaratuvarlarında görevli oldukları sırada bu iletişim modelini geliştirmişlerdir. Shannon ve Weaver tamamen yeni bir yaklaşımla  insanlar arasındaki iletişimin makineler için de uygulanabileceğini söylemişlerdir.Onların teorisi doğrusaldır.Bu matematiksel model çizgisel bir model arz etmektedir.Matematiksel bir model olmakla birlikte araştırmacılar nezdinde yankılar uyandırmasının nedeni,modelin tamamen basit bağlantılardan kurulmasıdır.Kitle İletişim kuramları açısından oldukça önemli olan bu model, sadece insan iletişiminin değil, elektronik iletişiminin de öncü modellerinden biri olmaktadır. 



       


       Resim 1: Claude Shannon                          Resim 2: Weaver    

    Shannon ve Weaver’ın çalışmaları Ana Akım İletişimi olarak değerlendirilmektedir. Harold Dwight Lasswell tarafından ortaya atılan “Lasswell Modeli” gibi bu modelde pozitivizmin deneyci bilim anlayışından oldukça etkilenmiştir. Bu açıdan bakıldığında tüm bu ana akım modelleri, kendinden önce ortaya konan; uyaran-tepki, hipodermik iğne yöntemi, sihirli mermi ve taşıma kemeri gibi kendine has çalışmalardan etkilenmiştir. Paul Lazarsfeld gibi isimler bu kavramlarla, uyaran bir nesnenin, uyarılan bir nesneye olan etkisini
açıklamaya çalışmışlardır. Bu dönemde propagandanın ve reklamcılığın şekillenmeye başlaması da ilginçtir.

   Tüm bu gelişmelerden sonra ortaya konan 2 model den biri olan Shannon-Weaver modeli (diğeri Laswell Modeli) çizgisel bir yapıdadır. Model şu çizgiyi takip eder:    



Bu model; iletişimin, bir kaynaktan gönderilen enformasyonun, bir aracı alet tarafından belli bir sinyal kullanılarak, hedefe ulaştığını belirtir. Burada kaynak, karar alıcı bir konumdadır. Yani iletişimi başlatan asıl kişi veya kurumdur. Kaynak istediği bir bilgiyi, istediği bir hedefe iletmek arzusunu duyar. Bu kaynak, bir kişi olabildiği gibi resmi bir kurum da olabilir. Kaynak, iletişime başlarken “enformasyon” kavramına ihtiyaç duyar. Kabaca bilgi anlamına gelse de burada kastedilen, sadece iletilen konunun içeriği değildir.
   Eğitimde iletişim , hedeflenen davranış değişikliğini yaratmak için ihtiyaç duyulan ilişki ağı olarak tanımlanmaktadır. Gürültü, öğretmen-öğrenci etkileşimini olumsuz yönde etkiler. Gürültü sorunun çözülebilmesi için öncelikle nedenlerinin saptanması gerekmektedir. Bilgi kaynağından yola çıkan ileti ile hedefe ulaşan ileti arasındaki farkı yaratan faktörler, gürültü olarak adlandırılmaktadır. Modelde gürültü faktörü iletişim sürecinde önemlidir; çünkü iletişim sürecinin tam ve doğru işlemesi gürültü faktörüne bağlıdır. Gürültü genelde yapay olarak ortaya çıkan ve insanı rahatsız eden sesler olarak tanımlanırken; teknik olarak gürültü, anarşik ses dalgalarının üst üste gelmesi olarak tanımlanmaktadır. Gürültü, yapılan tespitlere göre insan vücudunda tam 3 türlü tahribat yapmaktadır. Bunlar: 
     ●İşitsel,
     ●Fizyolojik,
     ●Psikolojik   tahribatlardır.

   Shannon – Weaver’e göre iletişim sürecini engelleyen üç tür gürültü engeli vardır. 
  -  Fiziksel gürültü: Kanalda yer alan iletişim engelleridir
  - Nöro-Fizyolojik gürültü: Gönderici ya da alıcıdaki konuşma, görme veya işitme bozukluklarına bağlı olarak gelişen engellerdir.
   -Psikolojik gürültü: Kaynak veya alıcıdaki psikolojik engellerdir.
   Görüldüğü gibi Shannon-Weaver modeli; iletişime, içerik anlamından çok teknik bir yöntem olarak bakar. Bu yapısı nedeniyle kitle iletişiminde her ne kadar öncüde olsa, yeni teorilerin geliştirilmesine engel olamamıştır. Ancak elektronik alanda, özellikle bilgisayar ve yazılım sistemlerinde oldukça önemli bir konumdadır. Tüm bunlara rağmen model, iletişim biliminin temellerini anlamak için oldukça gerekli bir sistemdir.
 kaynak:,Onur Çoban

0 yorum:

Yorum Gönder