SHANNON-WEAVER MODELİ
Claude Shannon ve Warner Weaver Bell Telefon Şirketi Labaratuvarlarında görevli oldukları sırada bu iletişim modelini geliştirmişlerdir. Shannon ve Weaver tamamen yeni bir yaklaşımla insanlar arasındaki iletişimin makineler için de uygulanabileceğini söylemişlerdir.Onların teorisi doğrusaldır.Bu matematiksel model çizgisel bir model arz etmektedir.Matematiksel bir model olmakla birlikte araştırmacılar nezdinde yankılar uyandırmasının nedeni,modelin tamamen basit bağlantılardan kurulmasıdır.Kitle İletişim kuramları açısından oldukça önemli olan bu model, sadece insan iletişiminin değil, elektronik iletişiminin de öncü modellerinden biri olmaktadır.
Resim 1: Claude Shannon Resim 2: Weaver
Shannon
ve Weaver’ın çalışmaları Ana Akım İletişimi olarak değerlendirilmektedir.
Harold Dwight Lasswell tarafından
ortaya atılan “Lasswell Modeli” gibi bu modelde pozitivizmin deneyci bilim
anlayışından oldukça etkilenmiştir. Bu açıdan bakıldığında tüm bu ana akım
modelleri, kendinden önce ortaya konan; uyaran-tepki, hipodermik iğne yöntemi, sihirli mermi ve taşıma
kemeri gibi kendine has çalışmalardan
etkilenmiştir. Paul Lazarsfeld gibi isimler bu kavramlarla, uyaran bir
nesnenin, uyarılan bir nesneye olan etkisini
açıklamaya çalışmışlardır. Bu dönemde propagandanın ve
reklamcılığın şekillenmeye başlaması da ilginçtir.
Bu model; iletişimin, bir kaynaktan gönderilen enformasyonun,
bir aracı alet tarafından belli bir sinyal kullanılarak, hedefe ulaştığını
belirtir. Burada kaynak, karar alıcı bir konumdadır. Yani iletişimi başlatan
asıl kişi veya kurumdur. Kaynak istediği bir bilgiyi, istediği bir hedefe
iletmek arzusunu duyar. Bu kaynak, bir kişi olabildiği gibi resmi bir kurum da
olabilir. Kaynak, iletişime başlarken “enformasyon” kavramına ihtiyaç duyar.
Kabaca bilgi anlamına gelse de burada kastedilen, sadece iletilen konunun
içeriği değildir.
Eğitimde iletişim , hedeflenen davranış
değişikliğini yaratmak için ihtiyaç duyulan ilişki ağı olarak tanımlanmaktadır.
Gürültü, öğretmen-öğrenci etkileşimini olumsuz yönde etkiler. Gürültü sorunun
çözülebilmesi için öncelikle nedenlerinin saptanması gerekmektedir. Bilgi kaynağından
yola çıkan ileti ile hedefe ulaşan ileti arasındaki farkı yaratan faktörler,
gürültü olarak adlandırılmaktadır. Modelde gürültü faktörü iletişim sürecinde
önemlidir; çünkü iletişim sürecinin tam ve doğru işlemesi gürültü faktörüne
bağlıdır. Gürültü genelde yapay olarak ortaya çıkan ve insanı rahatsız eden
sesler olarak tanımlanırken; teknik olarak gürültü, anarşik ses dalgalarının
üst üste gelmesi olarak tanımlanmaktadır. Gürültü, yapılan tespitlere göre
insan vücudunda tam 3 türlü tahribat yapmaktadır. Bunlar:
●İşitsel,
●Fizyolojik,
●Psikolojik
tahribatlardır.
Shannon – Weaver’e göre iletişim sürecini
engelleyen üç tür gürültü engeli vardır.
- Fiziksel
gürültü: Kanalda yer alan iletişim engelleridir
- Nöro-Fizyolojik gürültü: Gönderici ya da alıcıdaki konuşma, görme veya işitme bozukluklarına bağlı olarak gelişen engellerdir.
- Nöro-Fizyolojik gürültü: Gönderici ya da alıcıdaki konuşma, görme veya işitme bozukluklarına bağlı olarak gelişen engellerdir.
-Psikolojik
gürültü: Kaynak veya alıcıdaki psikolojik engellerdir.
Görüldüğü gibi
Shannon-Weaver modeli; iletişime, içerik anlamından çok teknik bir yöntem
olarak bakar. Bu yapısı nedeniyle kitle iletişiminde her ne kadar öncüde olsa,
yeni teorilerin geliştirilmesine engel olamamıştır. Ancak elektronik alanda,
özellikle bilgisayar ve yazılım sistemlerinde oldukça önemli bir konumdadır.
Tüm bunlara rağmen model, iletişim biliminin temellerini anlamak için oldukça
gerekli bir sistemdir.kaynak:,Onur Çoban
0 yorum:
Yorum Gönder